1-2 hafta öncesinde Twitter'da haftasonu en çok konuşulan olay #burgerkingeboykot idi. Adeta bir devrim havasında ayaklanan twitter kullanıcıları ne yapmaya çalıştılar? Neden böyle bir eylem düzenlendi ve neden top trend olana kadar herhangi bir önlem alınmadı? Ortada çok sayıda soru var. En iyisi biz, hikayenin başından başlayalım.
27 Mayıs günü Radikal'de Ezgi Başaran "
Bu hamburgeri hazmedebilecek misiniz?" adında bir yazı yazmıştı. Yazıda bir fast-food zincirine ait çağrı merkezindeki kötü çalışma koşullarından bahsediliyor ancak isim verilmiyordu. Zaten tüm çağrı merkezi çalışanlarının sorunları ve memnuninyetsizlikleri olduğundan da bu konu patlamaya hazır bir bomba gibiydi. Zaten yazıdan önce çalışanlar sendikalaşarak haklarını aramayı denemeye başlamışlardı. Daha sonra benim gördüğüm üzere twitter'da bir kullanıcı bu hamburger zincirinin Burger King olduğunu açıkladı. Sonrasında da Ezgi Başaran zaten twitter'da Burger King ile ilgili paylaşımlarda bulunarak bu durumu onayladı. Aslında işin garibi fark eden bir şey olmaması, zira ben McDonalds'ın durumu da farklı değil diye düşünüyorum. Ama sanırım bu bir odaklanma ve genel anlamda kapitalizmin bize dayattıklarına karşı bir patlama biçimiydi.
Peki Twitter'da neler konuşuldu? Neler yazılıp çizildi? #burgerkingeboykot top trends'de kaldığı 2 günde (28-29 Mayıs) tesadüfi seçime göre belirlenen çeşitli ekran görüntülerini kaydettim ve bu twit'lerden hareketle bir tablo hazırladım. Öyle sanıyorum ki aşağıdaki tablo incelendiğinde durum daha iyi anlaşılacaktır.
Toplamda kaç twit atıldığını bilmiyorum ancak top trends'de 1 gün boyunca ilk, diğer gün ortasından sonra ise 2. sırada olmak için çok sayıda twit atılması gerekiyor. Atılan twit'lerden seçtiğim 196 twit'li bir örneklemden hareket ettim. Öncelikle kullanıcı mesajlarını boykot yapmaya eğilimli olanlar ve boykot yapmaya soğuk yaklaşanlar olarak ikiye ayırdım. Yine bu mesajları kendi içinde çeşitli sınıflara ayırma yoluna gittim ve toplamda 10 kategori ortaya çıktı. Sonuçlara baktığımızda ilk dikkat çeken boykota eğilimli olanların oranının sadece % 56 olması. Kullanıcıların % 44'e yakını böyle bir boykota mesafeli yaklaşıyor. Boykot yapma taraftarı olanların ise %43'ünden biraz fazlası bu yazı ve yazıda bahsedilen çağrı merkezi çalışanlarının çalışma koşulları için boykot yapma çağrısında bulunuyor. Ancak belki de daha anlamlı olacak rakam toplam içindeji yüzde, tüm twit sahiplerinin sadece %25'e yakın bir kısmı gerçekten yazı ve konuyla ilgili olarak bir boykot çağrısında bulunuyor. Diğer sebepler ve Burger King'in ürün ve hizmetlerinden hali hazırda memnun olmama oranı bu ilk sebebin hemen arkasında geliyor. Tüm yazılan twit'lerin % 15'i konuyla alakasız, yahut bilgisiz kullanıcılardan geliyor. Yine bu işe şüpheyle yaklaşanlar ve markadan memnun olanlar hemen arkada...
Peki tüm bu sayılar ne ifade ediyor? İstatistikler sizin açınızdan pek anlamlı olmayabilir. Şöyle anlatmaya çalışayım. Yani eğer Burger King zamanında önlem alıp kullanıcıların %25'ini tatmin edecek bir açıklama yapsaydı belki de bu eylem hiç olmayacak, en azından kesinlikle top trend olup insanların ilgisini çekmeyecekti. Meşhur Pareto diyagramına referansla şöyle de söyleyebiliriz : 20/80 kuralı.Sebeplerin sadece %20'sine müdahale ederek sonuçların %80'inin önüne geçebilme!
Peki Burger King ne yaptı? Olayın üzerinden birkaç gün geçtikten sonra markanin iletişim ajansı Reklam Üssü beylik laflardan oluşan ve markayı savunan, eleştirilere doğru düzgün yanıt veremeyen her anlamıyla 'klasik' bir basın bildirisi yayınladı. Dipnot.tv olayı farklı yönleriyle ele aldığı
yazısında bu açıklamaya da yer verdi. Pekala, Burger King ne yapabilirdi? Hemen sosyal medya ve dijital mecralardan anlayan bir pazarlama uzmanına yahut yeni nesil pazarlama iletişimi hizmeti veren ajanslardan birine başvurarak öncelikle olayın büyümeden önüne geçilmesini, eğer fırsat kaçtıysa da doğru bir analiz yapılmasını sağlayabilirdi. Nasıl?
Söz konusu mesajlar incelenerek marka açısından çok farklı ve önemli sonuçlar elde etmek mümkün. Mesela ürün/hizmet anlamında kimi müşterilerin memnuniyetsizliği. Sosların paralı olmasından, servisin gecikmesine çok sayıda ilginç bulgu ortaya çıkıyor. Sonra memnun olan kişilerin en çok hangi ürünü referans olarak gösterdikleri anlaşılabilir : kabaca söylersem müşteriler en çok Steak House ve Whopper ürünlerinin hayranı. Bunlar dışında mesea rekabet açısından önemli veriler var. İlk akla gelen yine McDonald's olsa da gördüğüme göre çiğ köfteden, pideye, anne yemeklerine çok sayıda yemek burger kinge alternatif olarak sıralanabiliyor. Daha bunun gibi çok fazla örek verebilirim ancak hali hazırda yeterince uzun olan bu yazıyı burada noktalama amacındayım. Bu alanda uzman kişi ve kuruluşlar daha güvenilir ve derin analizler yapabilirler. Öyle sanıyorum ki #burgerkingeboykot vakası öncelikle tüm pazarlamacılar ve genel anlamda da tüketiciler, iletişimciler gibi toplumun büyük bir bölümünü ilgilendirmekte. Ve buradan çıkarılacak çok önemli dersler var... Şimdilik benden bu kadar diyor ve eğer buraya kadar sıkılmadan okuduysanız sizlere teşekkürü bir borç biliyorum.
Yazdıklarım ilginizi çektiyse takipte kalın!